Bir keçe aşkı

Aşk!.. Birinin ya da bir şeyin çekim alanına girmek aslında. İşin ilginç tarafı, çeken tarafın bazen bundan haberi bile olmayabiliyor. Aşk tek başına yaşanıyor. Türkümüz de diyor ki: “Eyvana serdim keçe, Nêçe bir ömrüm geçe, Acep o gün olur mu, Yârim elime geçe.” 

Oğuz Koç’un keçe aşkı neyse ki karşılıksız değil. Aralarında çok güzel bir iletişim var. Birbirlerine dokunuyorlar, birbirlerini hissediyorlar. Bunun sonucu, gelenekselden çağdaşa muhteşem ürünler ortaya çıkıyor. Zanaat sanat oluyor.

Peki keçe nedir? Keçenin sözlük anlamı; atkısız, çözgüsüz kumaştır diyor Oğuz Koç. Normal bir kumaşta, ya da örneğin halıda, yukarıdan aşağı geçen iplere atkı, yana doğru geçen iplere çözgü deniyor. Keçede böyle bir şey yok. Yün liflerinin adeta birbirine  kaynamasıyla oluşuyor. Bir rivayete göre, kökeni Nuh Peygamber zamanına kadar gidiyor. Nuh’un gemisinde, yere dökülen yünlerin üzerinde hayvanların gezmesi sonucu ortaya çıktığı söyleniyor.    

Keçe; sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor. Adeta bir termos! Eskiden, Çin imparatorları yazları saraylarının bahçesine, Türk boylarından gördükleri keçe çadırlardan yaptırır, sıcaklarda orada vakit geçirirlermiş. Keçenin haşereleri uzaklaştırma özelliği de var. Çobanlarımızın kullandığı kepenek, sıcak ve soğuğa karşı korunak vazifesi görmekle kalmıyor, onların can güvenliğini de sağlıyor.   

Keçe yapmak hem kolay hem zor. Belli bir düzende bez ya da benzer bir yüzeye serilen ve desenler oluşturulan yün lifler, zeytinyağı sabunuyla hazırlanan sabunlu su serpilerek ıslatılıyor. Daha sonra rulo haline getiriliyor. Eskiden dut ağacına sarılarak hazırlanırmış. Sonra, defalarca açarak ve yeniden sarılarak eziliyor. Bu işleme tepeleme deniyor. Tepeleme işlemi, keçenin büyüklüğüne göre ayaklarla ezerek veya elle bastırarak yapılabiliyor. Sonra da sıcak suyla yıkanarak bir nevi pişiriliyor. Eskiden bu işlem hamamlarda yapılırmış. Örneğin, Urfa’da bir Keçeci Hamamı var. Evliya Çelebi de seyahatnamesinde bu hamamdan bahsediyor.  

Tabii söylemesi kolay.. Malzemelerin ve ustanın birbiriyle iletişimi, deyim yerindeyse ahengi, ürünü doğrudan etkiliyor. Ortam ısısı ve nemi, tepeleme sertliği ve süresi, … Üstelik bu sadece üretim tarafı. Oğuz Koç, keçeyi tablolarda, giysilerde, aksesuarlarda, objelerde uygulayarak bir sanat eserine çeviriyor.      

Bana yepyeni bir dünyanın kapılarını açtı diyor Oğuz Koç. Ama her şeyden çok da sabrı öğretti. Eh, aşk sabır istiyor.   Oğuz Koç’un çalışmalarını anlatan Bir Keçe Aşkı belgeseli, MEB Yaşam Boyu Öğrenim Kısa Film yarışmasında finale kaldı. Keçenin nasıl yapıldığını ve örnek eserleri görmek için, yazının sonundaki linkten kısa belgesel filmi izleyebilirsiniz.  

Oğuz Koç kimdir? 

Oğuz Koç, 1964 yılında Konya’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Konya’da tamamladıktan sonra Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Metalurji Eğitimi Ana Bilim Dalından mezun oldu. 1986 yılında Atatürk Endüstri Meslek Lisesinde öğretmenliğe başladı. 1988’de Film Radyo ve Televizyonla Eğitim Başkanlığında Açıköğretim Lisesi ders programları ve eğitim programları hazırlamakla görevlendirildi. Aynı dönemde Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Eğitim Teknolojileri yüksek lisans programına katıldı ve ABD Lova State Üniversitesinde kısa dönem televizyon eğitimi aldı. 
 

Oğuz Koç, 2000 yılında keçeyle tanıştı ve aynı dönemde öğretmenliğe geri döndü. Öğretmenliğin yanı sıra bir yıl Ankara Olgunlaşma Enstitüsünde keçe kursu ve uygulamaları gerçekleştirdi. Birleşmiş Milletler adına Doğu ve Güneydoğu illerimizde keçe eğitimleri verip atölyeler kurarak pek çok projede yer aldı. Sekiz dönemdir Etimesgut Belediyesi bünyesinde, MEB ve Çankaya Üniversitesi sertifikalı keçe eğitimleri veriyor.  

Sanatçı pek çok yurtiçi kişisel ve karma serginin yanı sıra ABD Houston, Dallas, Oklahoma ve Tulsa şehirlerinde keçe sergi ve uygulamaları; Mısır ve Lübnan’da yine çeşitli sergi ve atölye çalışmaları gerçekleştirdi. 2015-2016 yıllarında Global Shapers Ankara Grubu’na ait bir proje kapsamında Ankara Altındağ ilçesinde kadınlara yönelik keçe eğitimleri düzenledi. Ceşitli ulusal ve uluslararası festivallerde sanatseverlerle buluştu. Mısır-Hurgada Kültür Sanat Festivali, 18.Uluslararası Büyükçekmece Kültür Sanat Festivali Keçe Çalıştayı bunların başlıcalarını oluşturuyor.

2015 yılında, ipek kumaş üzerine yapılan doğal baskı (ecoprint) tekniğiyle tanışması, sanatına başka bir boyut katmasını sağladı, eserleriyle Gaziantep Gastronomi Festivali’nde yer aldı. Son olarak, Kütahya’da bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Dumlupınar Çini ve El Sanatları Festivali”nde, çini desenli keçe ürünleriyle özgün bir sergi açtı.  

Oğuz Koç, halen Ankara Cebeci Ortaokulunda Teknoloji Tasarım öğretmenliği yapıyor ve Ankara Samanpazarı’ndaki atölyesinde çalışmalarına devam ediyor.

Sevgiyle kalın.

14 Nisan 2019
yuksel_cilingir