Toplum içinde özgür hareket etmek ve iletişim kurabilmek için tek engel türü fiziksel engeller midir? Elbette hayır. Göçlerle sürekli değişim gösteren demografik yapı, kültürel bariyerleri de beraberinde getirebiliyor. Yanısıra, özellikle gittikçe yaşlanan batı toplumunda, ileri yaşlardaki insanlar kendilerini hayatın akışından kopmuş ve yalnız hissedebiliyorlar.
Molenbeek, Brüksel içinde bir belediye. Çoğunluğu göçmenlerden oluşan bir demografik yapısı var. Paris ve Brüksel bombalama olaylarının failleri bu bölgeden çıktığı için birdenbire gözlerin üzerine çevrildiği bir yer Molenbeek. Bu olaylar elbette haksız bir ön yargıyı da beraberinde getirdi.
Bu ön yargı şimdi tersine dönüyor. Molenbeek, farklı sosyo-kültürel gruplardan gelen insanları pek çok faaliyette bir araya getiriyor.
Bu arada bir önceki Kültür Bakanı Swen Gatz‘ın Molenbeek’de yetişmiş olduğunun, halihazırda çocuklarından birinin Arapça, birinin Türkçe eğitimi aldıklarının altını çizmek gerekir. Molenbeek, aynı zamanda çok kültürlülüğün köklü bir ilham merkezi olma özelliği taşıyor.
Ultima Vez Dans Okulu bu bölgede yer alıyor. Kurum, aynı zamanda bir tür sivil toplum örgütü gibi çalışıyor. Yerel yönetimin yanısıra Kültür Bakanlığı tarafından destekleniyor. Kurucusu Wim Vandekeybus, uluslararası üne sahip bir dans ve koreografi ustası. Okulda farklı dans ustaları da yer alıyor ve çeşitli atölye faaliyetleri düzenliyorlar.
Dans atölyeleri, Molenbeek’de yer alan bu çok yönlü yapıyı bir anlamda bütünleştiriyor. Atölye çalışmaları yıl boyunca devam ediyor. Deyim yerindeyse yediden yetmişe, kadın-erkek, yerli ve göçmen, fiziksel ya da zihinsel engelli, ….. Sınır yok, engel de yok. Bir arada yaşamanın güzelliğini vurguluyor.
Ekteki videoda bahar aylarında dans ustası ve eğitmeni Seppe Baeyens tarafından düzenlenen bir atölye çalışması yer alıyor. Faaliyet, bir haftalık çalışmanın sonunda Simonis Metro İstasyonu‘nun önünde gerçekleştirilen halka açık bir gösteriyle tamamlanıyor.