Liyakat

Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik… Hayat yolu böyle akıp gidiyor. Sonra hepsi bir arpa boyu bile etmiyor. Bir arpa tanesinde keramet çok aslında, ama bir keramet de onu anlamakta.. Aşık Veysel türküsünün sonuna doğru şöyle diyor:

Düşünülürse derince
Uzak gözükür görünce
Yol bir dak’ka, mıktarınca
Gediyorum gündüz gece

O da masallarla aynı şeyi söylemiş. İster içindekilere bak arpa boyu de, ister zamana bak bir dakika… Her şey bu anımızda ve içimizde. Çok uğraşıp değiştiremediğimiz şeyler de var, değişmesine engel olamadıklarımız da.. Tekamül etmekle ilgili sözlükler ‘insanın olgunlaşması veya evrim geçirmesi’ diyor. Bazen devrim yaptık zannetsek de, hani şarkının dediği gibi Sil baştan başlayalım desek.. Baştan falan başlayamıyoruz. Bıraktığımız yerden yola devam ediyoruz. Haliyle yolda giderken arada aynaya bakmak en doğrusu..

Japonya’daki depremden 10 saniye kadar önce evdeki bütün telefonlar mesajla sesli bir şekilde titredi.. Erken uyarı sistemi böyle bir şeymiş. Deprem kaynağında hareket başladığında gelen sinyaller sistem tarafından belli bir seviyenin üstündeyse her vatandaşa ulaştırılıyor. Bu seferki deprem yüzeye yakındı (10 km). Derinde olduğunda muhtemelen etkisi yukarıya ulaşana kadar daha fazla vakit kazanılacaktır.  

Biz deprem bölgesine 200 kilometre mesafedeydik, fazla hissetmedik. Ama depremin en yoğun yaşandığı Ishikawa şehri 1,5 saat boyunca birkaç dakika arayla sallanmış. Ben ilk 44 dakikaya bakmıştım, 4.3 ile 7.6 arası şiddetlerde 10 sarsıntı… 

Yani yer oduncu kantarı gibi 1,5 saat sallandı. Bizde olsa ne olurdu demeyeceğim. Zaten çok deprem oldu, çok can yandı. Ama aynaya ne kadar baktık, hatalarla ne kadar yüzleştik?

Depremde başbakanın ekrana gelip tüm birimlerin iş başında olduğunu söylemesi bir saati bulmadı. Zaten tüm birimler de harekete geçmişti. Erken uyarı sistemi sadece vatandaş için değil. Tepeden talimat gerekmiyor. Sorumluluk varsa delegasyon ve yetki de var. 

Televizyondaki sunucu, yağmurda şemsiye açmak nasıl normalse, depremde de baretini takmış. Muhtemelen deprem çantaları da kameranın arkasında hazır bekliyor. Biz bahçeye çıktık, çantalarımız orada hazır.. İş uzasa yakındaki okullara gideceğiz. En sağlam binalara yani…

Maalesef deprem konusunda ülke olarak bir arpa boyu yol gidemedik. Aynaya bakmaya korkacak kadar çok ihmal var. Yıllar geçmesine rağmen önleyici çalışmalar yetersiz. Bir yandan yeni deprem yönetmeliği yapıp, bir yandan imar affı çıkabiliyor. Mahkemelerde göstermelik birkaç tutuklama.. Ya incirin halkaları nereye kadar uzanıyor? O da senden mi benden mi didişmesinin arasında kaybolup gidiyor. Halbuki bir halkanın çürük olması felaket için yeterli.  

Masal belki de bunu söylemeye çalışıyor. Liyakat… Develer tellal, pireler berber iken… Zor tabii…

Sevgiyle kalın.

12 Şubat 2024
yuksel_cilingir