Akıllı uzaylılar

Hollanda’da insanların kafasını kurcalayan sorulara bilimsel yanıt alabilecekleri sanal bir sınıf var. Ulusal Bilim Gündemi (NWA) tarafından hazırlanan ve bilim insanlarının birlikte çalışarak oluşturduğu bu site, “her şey” hakkındaki soru ve yanıtlardan oluşan bir arşiv niteliği taşıyor. “Işık ne kadar ağır?”, “Dünya kaç insanla başa çıkabilir?” gibi deyim yerindeyse aklınızdan geçen her soruya bir yanıt vermeye çalışıyor. Bazı konular da Hollanda Üniversitesi isimli bir video kanalı üzerinden de herkesin anlayacağı bir dilde anlatılıyor. 

Evrende kaç uzaylı olup olmadığını hesaplayabileceğimiz bilimsel bir formül olduğunu biliyor muydunuz? Formül yaklaşık 60 yıl önce gökbilimci Frank Drake tarafından oluşturulmuş. Amsterdam Üniversite’sinden Lucas Ellerbroek bunu Hollanda Üniversitesi video kanalında açıklıyor.

İstatistikler, keşfedilen gezegen sayısının son yıllarda önemli ölçüde arttığını gösteriyor. 1994’te 6 olan sayı, 2016’da 2.950’ye yükselmiş. Artarak sürüyor. Ancak uzaylıları bulmanın ilk adımı, yaşam olasılığı olan gezegenleri seçmekten geçiyor. Bunu anlamak için huni yöntemini kullanılıyor. 

İlk önce yıldızlara odaklanıyoruz. İşe, sayıyı milyarlarca yıldız içinden çevresinde gezegen dönen yıldızlara indirgemekle başlanıyor. Nasıl mı? Aslında gayet basit. Bir yıldızın çevresinde düzenli olarak bir gezegen dönüyorsa, belli zamanlarda onun gölgesinden dolayı yıldızdan bize yansıyan ışıkta azalma oluyor. İşte size güneş sisteminde olduğu gibi çevresinde dönen gezegeni ya da gezegenleri olan bir yıldız. 

Bir sonraki soru: Üzerine basmaya uygun katı bir zemin var mı? Atmosferi var mı? Akışkan su bulunuyor mu? 

Burada amaç yaşanabilir gezegenleri belirlemek. Bu nasıl yapılıyor? O da mantık olarak kolay. Yıldız ve gezegen arasındaki mesafe ölçülüyor. Gezegen yıldıza çok yakın olduğunda, ortam çok sıcak ve her şey buharlaşıyor demektir. Yıldızdan çok uzaktaysa da yüzeyinde akışkan su bulunamayacak kadar soğuktur anlamına geliyor. 

Bu iki kriter önem taşıyor, çünkü akıllı uzaylıları arıyoruz. Teorik olarak da bize benzeyen.. Bakteri ve benzeri türler bu araştırmanın kapsamı dışında kalıyor. 

İkinci aşama akıllı uzaylılarla iletişim kurmakla ilgili. Samanyolu galaksimizde bulunan akıllı uzaylıları dinlemek için yapılan deneyler var. Bu amaçla sürekli radyo sinyalleri gönderiliyor. 

Samanyolu’nu gözlemlemenin bir başka yolu da teleskoplar. Rus zenginlerden Juri Milner, Stephen Hawkings ile işbirliği içinde bu çalışmaya büyük miktarda yatırım yapmış. Böylelikle dünya çevresine yerleştirilen nano-uydular sayesinde, iki yıl içinde bir önceki 55 yıldan daha fazla veri toplanmış.  

Araştırma sürüyor. Üstelik bazı sinyallerin alındığına dair işaretler de var gibi görünüyor. Ama onlardan henüz bir haber alamadık. Dolayısıyla kaç kişiler bilmiyoruz. 

Bunu yazarken Uzay Yolu dizisi akla geliyor. Sonra Uzay 1999… 70’li yıllarda bunları izlerken, 21’inci yüzyılda uzaylı dostlarımızla tanışacağımızdan neredeyse emindik.  

Ama diyorum, ben uzayın derinliklerinden dünyaya bakıyor olsaydım? Kadın olsam örneğin, dünyadaki kadınlar sokağa çıkmaya korkarken, güvenip dünyaya seyahat eder miydim? Erkek için de farketmez. Savaşlar kadın erkek ayırmıyor. Şöyle bir gazetelere bakıyorum. Uzaylı liderler dünyaya gelmek istese,  burada lider denilen ve sözleri her gün değişen insanlara güvenebilirler mi? Ben örnek vermeyeyim, siz bugünkü gazetedeki “dünya haberleri”ne bakın.

Ulusal Bilim Gündemi (NWA)’ya sorulan diğer sorulara ve yanıtlarına https://vragen.wetenschapsagenda.nl adresinden ulaşabilirsiniz.

Sevgiyle kalın.

25 Temmuz 2020
yuksel_cilingir