Hepimizin hayatında bir kız çocuğu var aslında. Annemiz.. Onu hep yetişkin biri olarak tanıdık, ama o da zamanında küçük bir kız çocuğuydu. Neler yaşadı, ne hayaller kurdu?.. Hepimizin yanında koca bir ansiklopedi var ya da vardı. Annesini tanımak kısmet olmayanların da hayallerinde… Dünya kız çocukları günü kutlanırken, elbette asıl konu ayrımcılık ve kadının önce çocuk […]
Türkçe yazıldığı gibi okunmaz! Böyle demişti Kıvanç Nalça, Belçika’da sinema dersine başlarken… Sinemada İstanbul Türkçesi konuşulur.. Aslında sinemada gerçek hayat konuşulur. İnsan konuşur. İnsan hangi toprağın insanıysa onu konuşur. İstanbul Türkiye’de pek çok açıdan egemen yöre olduğu için, şivesi doğru Türkçe’ymiş gibi de bir algı yaratılır. Film çeviriyoruz diye “geleceğim” demeyiz, “gelicem” deriz. Bir veda […]
Nerkiz Şahin, Türkçe yazdığı şiir ve roman türü kitapları önce Türkiye’de okurlara seslendi. Kitaplar Belçika’daki Türk toplumu tarafından da ilgiyle karşılandı. Nerkiz Şahin’in şiirleri aynı zamanda Fransızca ve Rusça’ya çevirilerek çeşitli antolojilerde yer aldı. Şair, bu kez 28 Eylül 2019’da Ghent Poeziecentrum Şiir Merkezi’nde “Er Was Mij Niets Gevraagd“ (Bana hiçbir şey sormadılar) isimli Felemenkçe […]
Yapım: AkrostişYorum / Oyuncu: Ülkü DursunGitar : Emre DurgutStüdyo / Miksaj : Kadir KankilicStilist / Makyaj : Gulcan KahramanKuaför : De HaardrachtSanat Yönetmeni : Gülcan KahramanGörüntü / Yönetmen : Yüksel Çilingir
Inga.. Bizdeki karşılığı bu. İngilizcede “waah” diye yazılıyor. Ama sadece sese kulak verdiğimizde aynı şeyi söylediğimizi gözlemliyoruz. Okunduğu gibi yazılmıyor gibi bir durum.. Ağlamanın içinde bolca stres hormonu adrenokortikotropikvar. Bedensel olarak acı çektiğimizde ya da duygusal sıkışmışlık yaşadığımızda beyne o sinyal gidiyor. Direnmemizi sağlıyor. Ancak ağlamak bir yandan da çare arayışı.. Zira gözyaşı, endorfin ve […]
Hiçlik… Tarif edilebilir mi? Nerededir? Durağan mıdır? Bir kader çizgimiz var aslında. Ana yol gibi.. Bir de yanlara giden yollar, ya da yanlardan gelen.. Bazen biz meraktan giriyoruz o yollara, bazen bir şeyler bizi çekiyor. Ondan sonrası karışık. Bazan de bişeyler gelip bize tosluyor. Bulunduğumuz yerde savruluyoruz, duraksıyoruz. Ana yol desek de… Hani yol sorunca […]
Sömürge ve yağmacılığın meşru sayıldığı zamanlarda, işgalciler gittikleri yerlerde herşeyi kendi hakları gördüler. Doğal kaynaklar, işlenmiş ürünler… Ve de en kötüsü insanlar… Çaldılar, sattılar… Nice insanın kabusu oldular, yaşamlarını ellerinden aldılar. Bazıları buraları ülkelerinin uzantısı olarak gördüğü için, ya da bir araştırma anlamı katmak adına, getirdikleri ganimetin arasına insanları da katarak sergilediler. Üstelik çok uzak […]
Nasıl da takılıyoruz bir şeylere!.. Ve de nasıl ısrar ediyoruz!.. “Zamanında olmuş olanlar olabilir. Kalp kırılıp yen içinde kalabilir.” diyor Deniz Seki. Onca şeyi yaşadıktan sonra elbette.. Aslında hep bir tutunulacak dal arayışı bizimki. Habire anlatmaya çalışıyoruz. Bazen kendi doğrumuzu, bazen birilerinin.. Halbuki inanıyorsan yaşa.. O değerler ne kadar bizim özgür irademizden geliyor onu da […]
Yoğun bakım bölümleri, hastanelerde 7-24 destek veren ileri teknoloji ile donatılmış ünitelerdir. Hastaya hem noktasal tedavi uygulanır, hem bütünsel yaşam faktörleri takip edilir. Elbette hepsi insanın elinde deva olur; doktordan hemşireye, bakım görevlisine… Bazen bir saniyeye neler sığdırırlar!.. Bir başka yoğunluk da dışarıdadır.. Yoğun yaşanır duygular. Hepsi insanın başına üşüşür… Korkudur en çok duyulan. Ya da […]
Gülümse diyor şarkı.. İnsanın beyninde çalıp duruyor. Nereden de gelir yerini bulur mübarek!.. Ayrılmam diyor bir başkası, sarılırım hayallere.. Benim yolumsa sana doğru, dolandı durdu… Bir efsaneydi senle beraber olmak.. …… Düşüncenin eyleme dönüşmesi hızla ölçülüyor. Örneğin atletlerin ‘başla’ silah atışından sonra yerlerinden fırlaması 150 salise sürüyor. Bu süre sesin yükseklik seviyesine göre değişiyor. Etkisi […]