Hani incir çekirdeğini doldurmaz diyoruz ya, haksızlık ediyoruz. Onun içine koca bir ağaç sığar, sonra da o bir ağaçtan ormanlar doğar. Bir minik polenden çoğalıyor ya çiçekler.. Bazen o polen bal oluyor. Sonra da sağlık, afiyet.. Şehir hayatı bizleri doğadan uzaklaştırırken, bir yandan da yaşanan yerlerin doğallıktan uzaklaşmaması için yollar aranıyor. Ama konu sadece yeşillikler […]
Tabiat ana bize her şeyi veriyor. Bize işlemek kalıyor. Bu her konu için geçerli. Çevre dostu olmak ayrı bir şey değil. Biz çevrenin bir parçasıyız. Kendimize dost olsak yeter.
Gütersloh.. Almanya’nın ortalarında yaklaşık 100 bin nüfuslu bir şehir. Bu yaz, ipek yolu kadar uzun olmasa da, Ankara’dan Almanya’nın bu güzel şehrine bir “keçe yolu” açıldı. Temmuz ayının ilk iki haftasında, Danimarka, İngiltere, Polonya, Türkiye ve Almanya’dan sanatçılar, Gütersloh’da Platzbesetzung 2019 etkinliği kapsamında iki haftalık bir atölye çalışması gerçekleştirdiler. Ürünler gerek üretim aşamasında gerek sonrasında halka […]
Sen san, o sürsün.. Evet, sansür denilen şey tamamen subjektif, yani kişiye özel, sonra topluma, sonra tekrar kişiye.. Önce kişiye özel, çünkü insan nefsiyle barış içinde olamadığı anlarda hemen bir kota koymuş. Adem nefsini uyandıran şeyi yaprakla örtmüş. Ama biter mi, ona giden bütün yollara gelmiş sıra. Önce haz uyandıran yerler, sonra onu hatırlatanlar. Memeler […]
İş hayatına 6 yaşlarında başladım. Rahmetli dayımın dükkanının önünde yonca satarak.. Kurban bayramından birkaç ay önce başlardı. Sonra soğuk gazoz ilave oldu havalar ısınınca. Gazozlar 300 metre mesafedeki Uludağ gazoz fabrikasından, buzlar buzhaneden. Elektrikli değil tabii, adı üzerinde, buz dolabında buzların arasında soğuyordu gazozlar. Dayım kundura tamircisiydi. Ama girişimcilik.. Ben onun yarattığı ek işte çalışıyordum. […]
Her şey had safhada.. Sabrımız had safhada olabiliyor mesela. Sabretmek iyi bir şey midir? Ne kadarı tekamüldür, ne kadarı haksızlığa boyun eğmektir? Had nedir? İnsanlar hadleri zorlamasa bugünlere gelinmezdi. Gelişmek için gerekiyor demek.. Hoş, geldik de ne oldu demek de mümkün. Öyle ya, mutlu mesut yaşayan kabileler var. Biz modern anlamda gelişeceğiz diye, bedelini bizzat […]
Hep bir kuşa benzetme hevesimiz var ya.. Kimi şahin olmak ister, kimi kartal… Anka kuşu da pek moda bir zamandır.. Kolay değil elbet. Sudan çıkmış balık olmak gerekiyor önce. Sonra uçmak.. Teoriye göre hayatlarımız suda başladı. Sonra sular çekilip kara ortaya çıkınca kuru havada nefes almayı öğrendik. Kimisi ne yardan vazgeçti ne serden. Penguenler mesela.. […]
Atölye: www.studio-noord.be Eğitmen: Karel Duerinckx (www.karelduerinckx.be) 31/03/2019 Fotoğraflar: Yüksel Çilingir
ARAF; bir dağdaki kum taneciklerinin en tepesi. O tepe ne cennet ne de cehennem, üryan bir eşitliğin bazen de uyumsuzluğun seslenişi. O tepe ne zamanın içinde,”ne de büsbütünüyle dışında; geniş bir anın parçalanmaz akışındaki” kum tanecikleri. ARAF; Varlık & Yokluk, Aydınlık & Karanlık, Yalnızlık & Çokluk, Sessizlik & Gürültü, Hareketsizlik ve Devinim ve İki Ülke […]
Hep bir mücadele.. Karnımızı doyurmak gerek elbet, soğuktan, hatta sıcaktan korunmak.. Doğanın akışı içinde hepsi var; meyveler, sebzeler, bize küçük balık olan diğer canlılar, mağaralar, ağaç kovukları, hatta gölgeleri… Ama karnımız tok, sırtımız pek olsun diyerek geldiğimiz noktada; her bir şeyin paketlenerek neredeyse hap haline getirildiği bir gıda sektörü, başımızı sokup ama çıkarmak istemediğimiz klimalı […]